XV. yüzyılda inşa edilen Parlı Safa Camisi kendisinden çok minaresiyle ün yapmıştır. Caminin hemen
yanında yer alan bol bezemeli minare gösterişiyle camiyi geri planda bırakmıştır. Baştanbaşa bezenmiş
olan minare, eşsiz süslemeleri ile yerli ve yabancı birçok turistin ilgi odağu haline gelmiştir. Kaideden
başlamak üzere külahına kadar kufi ve nesih yazılar, değişik biçim ve desenlerle bezenmiştir. Kare planlı
caminin üzeri tek kubbeyle örtülmüş ve cephesi beş gözlü son cemaat yeriyle hareketlendirilmiştir. Caminin
ibadet mekânının duvarları çinilerle kaplıdır. Bu çiniler sekizgen ve üçgen şekillerde olup, değişik
renklerle daha da zengin bir görünüm göstermektedir. Özellikle mavi tonlardaki bu çiniler çin bulutları
ile çevrelenmiştir. Caminin ve minaresinin inşasında kullanılan malzemeler içerisine karıştırılan bir bitkiden
çıkan mistik kokudan dolayı camiye “Parlı” yani “Kokulu” cami de denilmektedir
Muslihüddin Larî Medresesi
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Haşan tarafından yaptırıldığı tahmin edilen medrese Parlı Safa Camisi’nin
külliyesi içinde yer almaktadır. Medresenin adını aldığı ünlü alim Muslihüddin Larî, 1561 yılında Diyarbakır
Valiliği yapan İskender Paşa’nın daveti üzerine Diyarbakır’a gelmiş, Hüsrev Paşa Medresesi’nde
müderrislik yapmıştır. Harap bir şekilde günümüze ulaşan medrese, 2007 yılında orijinaline
uygun bir şekilde onarılmıştır. Parlı Safa Camiinin işlemeli mimberi ve mihrabı, ibadet mekanının
duvarlarını kaplayan çinileri dönemin estetik anlayışını yansıtmaktadır.
Parlı Safa Camisi’nin kuzeydoğu cephesinde yer alan, taş işçiliği ve süslemeleriyle göz kamaştıran
minaresi görselde yer almaktadır. Parlı Safa Camisi’nin kuzeydoğu cephesinde yer
alan, taş işçiliği ve süslemeleriyle göz kamaştıran minaresi